02 Mayıs Perşembe 2024
2 yıl önce

6 muhalefet partisinin lideri, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metnini imzaladı: “Kayyum uygulamalarına son verilecek”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan salona birlikte geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Savaşa Hayır" diyerek başladığı konuşmasında, Türkiye'nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldiklerini söyledi. 'Yarının Türkiyesini inşa edeceğiz' Yarının Türkiyesini inşa etmek için hazırladıkları Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metni üzerinde, demokrasinin temel ilkeleri olan istişareyi ve uzlaşmayı esas alan yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerinin altını çizen Erkek, "Bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 16 Nisan 2017 referandumu ile geçilmiştir. Türkiye siyasi tarihinin en önemli anayasa değişikliklerinden biri olmasına rağmen referandum süreci, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal şartlarında gerçekleşmiştir." görüşünü aktardı. Bu dönemde, demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkelerinin yok sayıldığını, anayasa değişikliğinin geniş toplum kesimleriyle, siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerin anayasa kürsüleriyle ve barolarla müzakere edilmediğini savunan Erkek, şöyle devam etti: "İki partinin genel başkanının belirlediği dar bir komisyon tarafından hazırlanan bu anayasa değişikliği, demokratik bir biçimde müzakere edilmeden, komisyonda ve Genel Kurul'da 41 gün gibi kısa bir sürede kabul edilmiştir. Devletin tüm imkanları 'Evet' kampanyası için seferber edilmiş, muhalefet partileri ile sivil toplum örgütlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları bile kısıtlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi neden yanlıştır? Bu sistem, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış, cumhurbaşkanına yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır. Bizler, anayasal devlet anlayışına aykırı, demokratik hukuk devletini temelinden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren bu sisteme karşı çıkıyoruz." Seçim barajı yüzde 3'e düşürülecek DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile TBMM'nin temsil yeteneğinin arttırılacağını, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevlerinin etkili kılınacağını, böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olmasının sağlanacağını söyledi. Yeneroğlu, şöyle devam etti: "Temsil gücünü arttırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3'e düşüreceğiz. Yurt dışında mukim 6 milyondan fazla vatandaşımızın Mecliste temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız. Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız. En son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler Hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacak. Demokrasinin özüyle bağdaşmayan torba kanun uygulamasına son vereceğiz. Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması, Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şartıyla kabul ediyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine izin vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanının, Meclisin yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son vereceğiz. Kanun yapım sürecinde, ilgili sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşlerine başvurulmasını sağlayacağız. Meclisin denetim yetkisini güçlendireceğiz. Yazılı soru önergelerine süresi içerisinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanmasını sağlayacağız. Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Komisyonunun Başkanı ana muhalefet partisinden olacak." "Cumhurbaşkanı görev süresi 7 yıl olacak ve bir kere seçilebilecek" Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp ise hesap verebilir bir yürütme organı oluşturacaklarını belirterek, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde yürütme organının, devletin ve milletin birliğini temsil eden, tarafsız, siyasi sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanı ile yürütmenin asıl yetkili ve sorumlu kanadı olan, yasama organının içinden çıkan ve Meclise karşı siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulundan oluşacağını bildirdi. Şahinalp, şunları kaydetti: "Bu sayede, cumhurbaşkanı, kendisinden beklenen uzlaştırıcı hakem rolünü üstlenebilecek, cumhurbaşkanlığı devletin ve milletin birliğini temsil etmesi amacıyla tarafsız ve partilerüstü bir yapıya kavuşturulacaktır. Cumhurbaşkanı ile Meclisin görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla cumhurbaşkanının görev süresini 7 yıl olarak belirleyeceğiz. Cumhurbaşkanının yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralını getireceğiz. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacak. Yürütmeye dair icrai yetkiler, TBMM'ye karşı siyasi sorumluluğu Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacak. Başbakan, parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak TBMM üyeleri arasından belirlenecek. Başbakanın belirlenmesi bakımından, cumhurbaşkanı Mecliste en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini verecek. Hükümetin Anayasa'da öngörülen sürede kurulamaması halinde bu görev, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilecek. Bakanlar, TBMM üyeleri veya ihtiyaç duyulduğu takdirde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan kişiler arasından, başbakan tarafından atanacak. OHAL ilan etme yetkisi Yürütme başlığı altında ele aldığımız diğer bir konu ise Olağanüstü Hal Yönetimi. Buna göre, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'de, cumhurbaşkanının ya da bakanlar kurulunun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır. Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kuruluna ait olacaktır. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına tabi tutulacak." Kayyum detayı HDP’nin olmadığı ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ metninde, “Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak. Kayyum uygulamalarına son verilecek.” İfadeleri dikkat çekti.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun 6 muhalefet partisinin ortak açıklamasını büyükelçilere düzelttirmeye götürmesini eleştirdi. "Bunun adı vatana ihanettir"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye Belediyeler Birliğinde Sivil Toplumla İlişkiler İl müdürlerine yönelik eğitim toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisinin 28 Şubat'ta paylaştığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e ilişkin ortak metnin, yabancı büyükelçi tarafından redakte edildiği iddiasının hatırlatılması üzerine Soylu, siyasette devlet işinin ciddiyet gerektirdiğini söyledi. Soylu, "Kaç günden beri söylüyorum, devam ediyorum. İşin muhatabı bellidir. İşin muhatabı çıkacak, bunun cevabını verecek. Aslı vatana ihanettir. Siz toplantı yaptığınız, bir mutabakat metni oluşturduğunuz süreci kendi yanınızdaki bir büyükelçiyi, bir Avrupa Birliği büyükelçisine gönderip de redakte ettiremezsiniz. Bir şifre daha verdim." diye konuştu. Altı muhalefet partisi içerisindeki tüm partilerin bu durumu bilip bilmediğinin sorulması üzerine ise Soylu, "Diğer partiler sorsun, ben soruyorum. Onlar niye sormuyor? Onların en azından benim kadar, en azından sizin kadar bir merakı yok mu? Ama biliyorlardır gibime geliyor." ifadesini kullandı. Soylu, "Yasal süreç başlatılacak bir durum mu, bir soruşturma, suç duyurusu söz konusu olabilecek mi?” sorusuna da "Her şeyin cevabını bana soruyorsunuz. Bir şey daha söyledim, kendi yanındaki bir büyükelçiyi AB'den bir büyükelçiye… Kalkan yemeye gitmediler yalnız." yanıtını verdi.

2 yıl önce

6 muhalefet partisi bir kez daha toplanıyor! Demokrat Parti'de büyük hareketlilik: Böcek araması bile yapıldı…

Başını CHP’nin çektiği 6’lı muhalefetin bugün gerçekleşecek üçüncü randevusu sızma ve dinlemelere karşı adeta "kozmik masaya" dönüştü. Güçlendirilmiş parlamenter sistem vaadiyle yola çıkan CHP, İYİ Parti, SP, DP, DEVA ve Gelecek Partisi liderleri bugün Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın ev sahipliğinde buluşacak. Toplantı öncesinde DP’nin Balgat’ta bulunan genel merkezinde hareketlilik zirve yaptı. O İDDİANIN ETKİSİ Mİ? Yeni Şafak gazetesinde yer alan habere göre, hazırlıklarda titiz güvenlik önlemleri ön plana çıktı. Bunda altı liderin 28 Şubat’ta kamuoyu ile paylaştığı güçlendirilmiş parlamenter sistem taslağının bir büyükelçiye düzeltme için gönderildiği yönündeki bilginin dışarıya sızmasının etkili olduğu ileri sürülüyor. GENEL MERKEZ KAPANDI Önlemler çerçevesinde DP yönetimi cuma gününden pazar gününe kadar genel merkezi parti yöneticileri, çalışanları ve güvenlik personeli hariç girişe kapattı. Bunların dışında genel merkeze 6 liderin kurmayları hariç, kimsenin girişine izin verilmeyecek. BÖCEK, JAMMER, ÖZEL GÜVENLİK Alınan tedbirlerde bununla da yetinilmedi. Özel bir şirket tarafından dinleme cihazlarına karşı böcek taraması yapıldığı bildirildi. Kamuoyunda sinyal kesici olarak bilinen jammer kullanımına ise basının yayın yapacağı dikkate alınarak kullanılıp kullanılmamasına toplantı saatinde karar verileceği ileri sürüldü. Parti genel başkanların korumalarının aldığı güvenlik önlemlerinin yanı sıra DP yönetiminin özel bir güvenlik firmasından da hizmet alacağı belirtiliyor. FORMAT YİNE AYNI Güvenlik tedbirlerinin dışında toplantı düzeninin ilk buluşmalardaki gibi olması bekleniyor. 6 liderin yine yuvarlak masa etrafında bir araya gelmesi, toplantı sonrasında ise yazılı açıklama yapılması planlanıyor. Genel Başkanların iftarı birlikte yapacakları, sonrasında da müzakerelerin başlayacağı belirtiliyor. Toplantının sarkması ihtimaline karşı sahur hazırlıklarının da yapıldığı ifade ediliyor.

1 yıl önce

Muhalefet Partileri mafya ile içli dışlı! DP’den sonra Zafer Partisi! Cemal Enginyurt’tan sonra Ümit Özdağ’ında Sedat Şahin ile bağlantısı çıktı

Her platformda firari organize suç örgütü Sedat Peker’in iddialarına destek çıkan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, yardımcısı İsmail Türk’ün Samsun’da bir organizasyonda, organize suç örgütü elebaşı Sedat Şahin samimi fotoğrafları ortaya çıktı. CEMAL ENGİNYURT’U DA SEDAT ŞAHİN KORUYOR TV100 ekranlarında gazeteci Latif Şimşek’i darp eden Demokrat Parti Milletvekili Cemal Enginyurt’un koruması Emrah Topal’ın organize suç örgütü lideri Sedat Şahin’in adamı olduğu ortaya çıkmıştı. https://twitter.com/bilgiedinelim/status/1556601521881612288?s=21&t=10L2nwhQ2fnYMic4Pb0QCw

1 yıl önce

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, LGBT'ci çıktı”

AK Parti Lice İlçe Başkanlığının önünde vatandaşlara hitap eden Soylu, geçmişte herkesin zor günlerden geçtiğini söyledi. Soylu, zor sınamalardan geçen Lice'nin de acılar ve sıkıntılar yaşadığını, o acıları ortadan kaldırmak için de çaba sarf etmiş bir ilçe olduğunu anlattı. Türkiye'nin başka diyarlarının da sıkıntılar ve yokluk çekmiş olduğunu kaydeden Soylu, şöyle konuştu: "Kendini ifade etmekte zorlandı mı zorlandı. Bu ülkede insanlar 'Ben dindarım.' diyemiyorlardı. Oysa Türkiye'nin yüzde 90'ına sorduğunuz zaman 'Ben dindarım.' rahatlıkla diyebiliyor fakat üzerimize öyle bir baskı oluşturdular ki kendimizi ifade etmekte zorlandık. Bu ülkede kadınları başı açık, başı örtülü diye ayırdılar. Laik ve dindar diye ayırdılar. Bizi korkutmak için ellerine bir tane darbe sopası aldılar, beğenmedikleri zaman bize darbe yaptılar. Bizi hiç beğenmediler zaten. Hiçbir şeyimizi beğenmediler. Kıyafetimizi, kasketimizi, annemize, babamıza hürmetimizi, davranışımızı beğenmediler. Kadınların kıyafetlerini, giysilerini beğenmediler. Sürekli olarak bizi başkalaştırmaya ve ötekileştirmeye çalıştılar. Şimdi de bize ne getirecek biliyor musunuz Avrupa ile Amerika? Cinsiyetsizlik. Beni bağışlayın, Amerika'yla Avrupa bize diyor ki: 'Erkeklerle erkekler evlensin, kadınlarla da kadınlar evlensin.' diyor. Amerika ile Avrupa'nın söylediği bu, sen ne halt edeceksen et. Benim insanımı, benim ailemi bana bırak ya. Baskı yapıyorlar, şu şirkete şunlar girer, bu şirkete bunlar giremez. El altından herkesi teşvik etmeye çalışıyorlar. Neden? Çünkü Türkiye'yi yıkamadılar." Ailenin önemine değinen Soylu, konuşmasına şöyle devam etti: "En önemli kurumumuz aile kurumumuz, annemize, babamıza, atamıza, ailemize, örfümüze sadık olduğumuz, dinimiz bize böyle öğrettiği için aile kurumunu yıkamadılar. 'Şimdi acaba aile kurumunu yıkarsak Türkiye'yi Suriye, Irak, Afganistan, Pakistan gibi bir siyasal istikrarsızlığa sahip yapabilir miyiz?' Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, LGBT'ci çıktı. Ya bir sor bakalım etrafına. Ben buna sapıklık diyorum. Sabah akşam dünyanın en ağır laflarını üzerimize koyuyorlar. Neden? Milletimizin medeniyetinden ve değerlerinden rahatsızlar. Eğer medeniyetini ve değerlerini devam ettirirse onların istediği gibi bir insan, onların istediği gibi bir millet olmayacağız da onun için. Onların inadına bu çocuklarımızdan Selahattin Eyyubiler, El Cezeriler, Ahmedi Haniler, Hoca Ahmet Yeseviler, İdrisi Bitlisiler çıkacak." "Recep Tayyip Erdoğan, sadece teröre karşı bir zırh koymadı. Sadece istikrarsızlığa karşı bir zırh koymadı. Türkiye'ye dışarıda kültürel bir terörizm, kültürel bir istilanın yapılmasını engellemek için büyük bir zırh koydu. İnsanımıza çocuklarımıza. Bunu sağladı ve devam ettiriyor." ifadelerini kullanan Soylu, sonuna kadar vatandaşlarla birlikte olduklarını dile getirdi. Salgın döneminde yaşananlara değinen Soylu, "4 yıl önce birbirimize maskeyle gezeceğiz dersek birbirimize gülerdik. Anneleriniz, babalarınız evde duracak, onun elini öpmeye gidemeyeceksin. Yemek götüremeyeceksin. Ona bir şey olur diye herkes endişe içinde olacak. Peki biz onların evine devlet, sivil toplum örgütü, polisi, jandarması, sosyal yardımlaşmasıyla yardımcı olurken Avrupa ve Amerika ne yaptı? Evde ölmelerine, yalnız kalmalarına sebebiyet verdi. Bizim bu medeniyetimizin yarınlara sirayet etmesini istemiyorlar. Herkes bireyselleşsin istiyorlar." diye konuştu. Soylu, Müslüman bir millet olduklarını, değerleri, inançları, kardeşlikleri ve komşuluklarının bulunduğunu anlatarak, birbirlerine karşı haklarının olduğunu dile getirdi. Soylu, şunları ifade etti: "Birilerinin oyununa gelmeden dünyaya neler yapabileceğimizi gösteren bir anlayışı hep beraber ortaya koymalıyız. Bütün inananlar kardeştir. Bizi iyilik yolundaki bu yolculukta ayırmaya çalışanlar iyi niyetli değildir, kötü niyetlidir. Onun için çok çalışmalı, çok gayret etmeli, birlik içinde olmalıyız. Aynı zamanda yarın Cumhurbaşkanı'mız gelecek. Her gittiğiniz yerde şu samimiyeti gösterdiniz. Allah nasip edecek inşallah yarın Diyarbakır'da, o Diyarbakır'a ve Kürtlere yukarıdan bakanlar, maval okuyanlara güzel bir cevap vermeliyiz. İnsanlık kazansın, kardeşlik, barış, huzur güç bulsun." "Doğru istikamette gidiyoruz" Bakan Soylu, daha sonra Kocaköy ilçesine geçerek partisinin ilçe başkanlığı önünde vatandaşlara hitaben, ilçe ziyaretlerinde insanların yüzünde umutsuzluk görmediğini, kalkınma, gelişmeyi ve hizmetleri gördüğünü söyledi. Yıllarca yapılmayan hizmetleri yaptıklarını belirten Soylu, bölgede ve ilçelerde gerçekleştirilen yatırımlara değindi. İstihdam ve üretimin arttığını kaydeden Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı: "Doğru istikamette gidiyoruz. Eksiğimiz vardır, aksağımız vardır. Sizin çektiklerinizi şu çocuklar çekmesinler. Bu çocuklar yarın sizin çektiklerinizi çekmesinler. Yaşadığımız birçok travmayı artık bizim çocuklarımız çekmesin. Türkiye'yi büyütelim, büyütüyoruz. Diyarbakır'ı büyütelim, büyütüyoruz. Ekmeğimizi büyütelim, büyütüyoruz. Aynı zamanda çocuklarımızın umudumu büyütelim, hep beraber büyütüyoruz. Biz kimseyi sömürmedik. Hala derdimiz Suriye'deki, Afganistan'daki, Yemen'deki kardeşlerimiz nasıl huzur içinde olurlar. Bir ekmeğimiz varsa bölüşelim diyoruz." Soylu'ya AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Mehdi Eker ve Ebubekir Bal da eşlik etti.

11 ay önce

Guinnes Rekorlar Kitabına başvuruldu: 'Dünyada en çok seçim kaybeden muhalefet partisi lideri'

AK Parti Üsküdar Gençlik Teşkilatı, Guinnes Rekorlar Kitabına başvurarak Kılıçdaroğlu'nu "En çok seçim kaybeden muhalefet partisi lideri" olarak aday gösterdi.

10 ay önce

Fatih Portakal: Muhalefet partilerinde demokrasi olmadığını gördüm

Gazeteci Fatih Portakal, seçimi kaybeden muhalefette liderlerin koltuk kavgasından dem vurarak, "Muhalefet partilerinde demokrasi olmadığını gördüm. Onlarda da parti koltuğunu kaybetmeme hırsı var" dedi.

8 ay önce

MHP'li Semih Yalçın: CHP ve muhalefet partilerinin halka hizmet gibi bir gayesi yok

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Artık ayan beyan ortaya çıkmıştır ki CHP'nin ve muhalefetteki öteki partilerin belediyeler vasıtasıyla halka hizmet etmek gibi bir gayeleri yoktur. Bunların ana amacı; belediyenin imkanlarını istismar ederek kadrolaşmak, halkın kaynaklarını partilerine ve yandaşlarına kanalize ederek semirmektir" dedi.

1 2